Yaşayan kimsenin unutamayacağı bir yıl olan 2020'de SEO sektöründe de birçok heyecan verici gelişme oldu. Alışık olduğumuz core update haberleriyle birlikte, Google'ın hayatımıza yeni dahil ettiği core web vitals gibi tanımları okuduk. Bu gelişmeler elbette bir yandan da 2021'nin SEO trendlerinin de habercisi niteliğinde. 

Önceki senelerde de yaptığımız gibi, Zeo'nun SEO danışmanları olarak 2021'de SEO gündemi tahminlerimizi derlemek istedik. Bu yazıda SEO çalışmalarınızda nelere dikkat etmeniz gerekeceğini ve bu sene en çok nelerden konuşacağımızı bulabilirsiniz. Herkese iyi okumalar. 

1. User (Search) Intent / Arama Niyeti

Tevfik Mert Azizoğlu, SEO Team Lead

2021’in belki de en önemli SEO odak noktalarından biri olacak olan User Intent, (Search Intent) aslında üzerine saatlerce konuşulabilecek bir konu. Mümkün olduğunca sizler için özetlemeye çalışacağım. Aslında son birkaç senedir önemi giderek artan User Intent ya da diğer adıyla Search Intent kavramını Türkçede “Arama Niyeti” olarak kullanabiliriz sanırım.

Arama niyeti analizi dediğimiz kavram - aslında adı üzerinde - arama motoru üzerinde arama sorgusu yapan bir kullanıcının o aramayı neden yaptığını ya da o arama sorgusu ile aslında neye ulaşmaya çalıştığını doğru analiz etmek şeklinde açıklanabilir.

Google üzerinden örnek vermek gerekirse, yaptığı algoritma güncellemeleri ile arama motoru ürününü sürekli geliştirmesindeki ana misyonunun tüm kullanıcıları için daha iyi bir web deneyimi sunmak olduğunu söyleyebiliriz. Her gün yapılan aramaların yaklaşık %20’sinin daha önce hiç yapılmamış arama sorguları olduğunu düşündüğümüzde ise burada büyük bir iş yükü var diyebiliriz. Google’ın her zaman nihai hedefi yapılan arama sorgularına SERP (arama sonuç sayfaları) en alakalı web sayfası sonuçlarını en ulaşılabilir şekilde sunmak.

Tüm bunlardan yola çıkarsak, biz SEO danışmanları da bu arama sorguları arkasındaki niyeti doğru anlayıp 2021’de de tüm site mimarimizi, on-page SEO elementlerimizi bu yönde optimize etmeliyiz.

Bunun için SERP’ü çok iyi izlemek ve takip etmek önemli. Arama niyetlerini (user-intent) yani kullanıcıların aradığı anahtar kelimelerin amacını doğru anlamak için bunları sınıflandırmak uzun yıllardır kullanılan bir çözüm. Arama niyetini  4 ana kalemde sınıflandırabiliriz:

- Informational (Bilgilendirici)

Bu sınıftaki arama sorguları çoğunlukla bilgi alma, bir şeyler öğrenme amaçlı yapılmış arama sorguları (anahtar kelimeler) olarak karşımıza çıkıyor. Örn:

“galatasaray maç sonucu”, “elon musk kimdir?”, “kraliyet ailesi”, “çeşme plajları”, “gemici düğümü nasıl atılır?”

- Navigational (Yönlendirici)

Bu tip arama sorgularında ne aradığının çok daha farkında olan bir kitle ile karşı karşıyayız. genellikle ulaşmak istedikleri web sitesini ve detay sayfasını hedefleyen anahtar kelimeleri kapsıyor da diyebiliriz. Örn:

“e-devlet giriş”, “zeo mfi checker aracı”, “biletix tarkan konseri”, “instagram”

- Transactional (Dönüşüm odaklı)

Bu sınıftaki arama sorgularında ise kullanıcılar genellikle satın alma, form doldurma, teklif alma gibi dönüşüm odaklı aksiyonlara geçmek için hazır ve bu amaçla aramalar yapıyor diyebiliriz. Örn:

“ucuz m1 işlemcili macbook”, “xiaomi redmi note 9 pro”, “uygun fiyatli robot süpürge”, “zoom yıllık üyelik fiyatları”

- Commercial (Tanıtım odaklı)

Commercial sınıfına çoğunlukla tanıtım odaklı arama sorguları diyebiliriz. Henüz karar aşamasında olan, ilgilendiği konu ya da ürün ile ilgili detaylı bir araştırmaya giren kullanıcıların sıklıkla yaptığı arama sorgularıdır. Örn:

“slack mi discord mu?”, “en iyi seo ajansı”, “beşiktaştaki en iyi kahvaltıcılar”, “iphone model karşılaştırmaları”

Bu sınıflandırmaları keskin bir şekilde her arama sorgusu için yapmak her zaman mümkün değil. Örneğin, yukarıdaki görselde de göreceğiniz üzere aranma hacmi çok yüksek olan “hesap makinesi” kelimesinde hesaplama aracı içeren açılış sayfaları da var, e-ticaret siteleri de, hesaplama yapabilmeyi sağlayan Chrome eklentileri de.

Ancak buradaki büyük aranma hacmini oluşturan kullanıcıların arama yapmaktaki asıl nedeninin, yani arama niyetinin kırmızı ile işaretlediğim Google’ın SERP elementi olarak kullanıma sunduğu kendi hesap makinesi aracına ulaşmak olduğu ortada.

Bu nedenle, hedeflediğimiz anahtar kelimelerde en başta da söylediğim gibi SERP’te çıkan rakip açılış sayfalarını, geçmişte çıkmış açılış sayfalarını ve Google SERP elementlerini (organik & reklam) doğru takip etmek oldukça önemli.

serpfeature.com sitesinden, tümünü örnekleri ve açıklamaları ile birlikte görebileceğiniz snippet türleri ve SERP elementleri size bu konuda büyük fikir verebilir. Hedef kelimenizde SERP’te çıkan elementler, aslında yukarıda örneklerini verdiğim 4 sınıflandırmadan hangisine dahil olduğuna dair sinyaller verebiliyor. Örn:

Informational sorgularda featured snippet’ları, knowledge graph’leri, people also ask bölümünü ya da video carousel’leri sık görebilmek mümkün:

Tüm bunlardan yola çıkarsak 2021’de arama niyetlerini iyi analiz edip, hedef anahtar kelimelerimizi ve bunların yan kelimelerini sınıflandırıp hedef kitleyi doğru sayfada karşılayacak şekilde içerik SEO optimizasyonlarımızı yapmamız gerekli.

Örneğin; “informational” sorguları blog içeriklerimizle, “transactional” sorguları kategori, ve ürün sayfalarımızla, “navigational” sorguları direkt ilgili açılış sayfası ile, “commercial” sorguları ise rehber içeriklerimizle, listeleme sayfalarımızla ya da form içeren sayfalar ile hedefleyebiliriz.

Buradaki içerik ve teknik stratejimizi belirlerken yukarıda da söylediğim gibi güncel ve geçmiş rakip sayfalarını ve SERP elementlerini kontrol etmek oldukça önemli. User-intent’i (arama niyetini) doğru analiz ettiğiniz zaman hedef kitlenizin ihtiyaçlarına da web sitenizde daha sağlıklı yanıt vereceksiniz. Temelde Google’ın istediği “kaliteli içerik” kavramına da çok daha yakınlaşmış olacaksınız.

Örneğin, ev satın alma hazırlığında olan bir kullanıcı tapu harcının nasıl hesaplandığı merak edebilir ve Google’da “tapu harcı hesaplama” kelimesini arayabilir.

Burada tapu harcının nasıl hesaplandığına dair teorik SEO metinleri tabii ki eklenebilir ancak arama sorgusu yapan kişinin niyeti ilgili web sitesindeki bir widget üzerinden hızlıca bilgilerini girip online hesaplamasını yapmak ise o dinamik hesaplama aracını o açılış sayfasındaki içeriğin görünür bir noktasına eklemekte fayda var.

Son olarak özetlemek gerekirse;

- SERP analizleri ile beraber anahtar kelimelerimizi 2021’de mümkün olduğunca doğru şekilde sınıflandırıyoruz,

- Yeni ve eski içeriklerimizi, sayfa yapılarını hedef kitlemizin arama niyetine göre organize ediyoruz (buradaki kastım; blog içeriği, ürün listeleme sayfaları, ürün detay sayfaları, hesaplama sayfaları arasındaki ayrımı search-intent temelli çok net yapıp içerik yapısını organize etmek),

- Arama niyetlerini kavrarken SERP’teki rakiplere de bakarak kendimize şunlar gibi sorular soruyoruz; ‘‘İçeriklerde tablo yapısı mı kullanacağız?’’, ‘‘Liste yapısı mı kullanacağız?’’, ‘‘Akordiyon yapısında S.S.S mi sunacağız?’’, ‘‘İçerik sonuna form ekleyecek miyiz?’’, ‘‘Bu sayfa tipi için teknik tarafta hangi yapısal veri işaretlemesini kullanmak doğru?’’ 

- İçeriklerimize ait title etiketi gibi güçlü sıralama sinyali içeren ya da meta description metinleri gibi CTR tarafında oldukça öneme sahip olan kritik meta etiketlerimizi hedef kitlemize ve arama niyetlerine göre doğru anahtar kelimeler ve türevleri ile optimize ediyoruz.

Sheets for Marketers’ın hazırladığı Google Sheets tabanlı ücretsiz bir sınıflandırma aracına buradan ulaşabilirsiniz. İlgili Sheets formülünü Türkçe için düzenleyerek ve zenginleştirerek anahtar kelimelerinizi toplu bir şekilde tek seferde sınıflandırabilirsiniz. Tamamı için %100 doğru çıktı vermeyebilir, formülde Türkçe “düzenleyici/yardımcı” kelimelerinizi doğru seçmeniz önemli.

Yine Sheets tabanlı farklı bir araç denemek isterseniz de şuradaki Tweet akışını mutlaka incelemenizi ve yakında paylaşılacak olan bu aracı erken test etmek için Tweet sahibinden talep etmenizi öneriyorum:

Semantik kelimeler, entity search konuları derken 2021 için bu strateji daha çok konuşulur. Ben ana fikri sizlere özetlemek istedim, umarım faydalı olmuştur. :)

2. SERP Features

Ozan Ketenci, SEO Director


Kullanıcılar bir arama yaptıklarında, karşılarına çıkan arama sonuç sayfasında (SERP) klasik mavi linkler dışında birçok farklı alan bulunur. Bunlar, arama motoru sonuç sayfası (SERP) özellikleri olarak bilinir. SERP özellikleri (SERP features), metin, görsel, harita gibi pek çok farklı türde olabilir. Bu tür, kullanıcın arama niyeti ile belirlenir. 

SERP özellikleri aramalarda görünürlük elde edebilmek için bize farklı imkanlar sağlar.  Bunun yanında kullanıcı niyeti ile ilgili bize öngörü sunarken içerik optimizasyonu için de ipucu verir.

Google’ın servis ettiği yaklaşık 40 farklı SERP özelliği bulunuyor. Bu özellikler arasında öne çıkan ve 2021’de de önemini artıracak 3 özelliğin şunlar olacağını düşünüyorum:

1. People Also Ask

PAA özelliği genelde ne, nasıl, neden gibi soru cümleleri ile tetiklenir. Bu bölümü kullanarak, yapılan sorgu ile alakalı farklı içerik önerilerini elde edebilir, bu içerikleri üreterek yeni trafik kaynakları yaratabiliriz.

2. Star Ratings - Yıldız Puanlar


Yıldız puanlar sigorta, turizm, e-ticaret, yemek tarifi gibi birçok farklı sektörde sıklıkla karşılaştığımız bir zengin sonuç örneğidir. Bu SERP özelliğinden faydalanabilmek için sayfalarımızda uygun yapısal veri işaretlemelerine yer vermemiz gerekiyor.

3. Featured Snippets

Featured snippet 2017 yılındaki bir Google güncellemesi ile hayatımıza girdi ve girdiği günden bu yana önemini giderek artırıyor. Featured snippet güncellemesinden sonra birçok aramada hedef 1. sırada olmak yerine 0. sırada yer alabilmek haline geldi. 0. sırada yer almak tıklanma oralarında ciddi bir iyileştirme sağlıyor. Bunun yanında bu alanda yer alan kısa ve kullanıcı odaklı içerikler hayatımızdaki yeri giderek artan voice search için de cevap niteliği taşıyor.

Featured Snippet alanında yer alabilmek için dikkat etmemiz gereken temel noktalar şunlar:

  • Long-tail aramalara odaklanın.
  • Sayfa içeriğini kullanıcı niyetine uygun şekilde yapılandırın. Örneğin “en iyi 10” vb. liste aramalarında yer alabilmek için içeriğinizde liste işaretlemelerini kullanın.
  • Yapısal veri işaretlemelerini kullanın.
  • Kullanıcının ihtiyacı olan bilgiyi olabildiğince kısa ve öz bir şekilde aktarın.

3. Yapılandırılmış Veri (Structured Data)

Hazal Özşahin, Sr. SEO Analyst


2021'de önemli olacağına inandığımız bir diğer trend ise web sitenize yapılandırılmış veri şemaları eklemek. Her gün yeni SERP özellikleri ve görünümleri test eden Google, bu görünümleri oluştururken çoğunlukla yapısal veri işaretlemesi tamamlanmış siteleri kullanıyor, bu nedenle de yapısal veri şemalarının önemi her geçen gün artıyor.

Google, sitenizde gezinirken sayfaların içeriğini anlamak için elinden gelenin en iyisini yapıp, sayfanın bir pasta tarifi mi yoksa bir ürün detay sayfası mı olduğunu belirlemeye çalışıyor. Bu noktada yapılandırılmış veri işaretlemeleri, Google’ın işini kolaylaştırmak için güzel bir yöntem. Web sitesi sahipleri yapılandırılmış veri şemaları aracılığı ile Google'ın sayfanın içeriğini daha kolay anlamlandırmasını sağlayabilirler.

Sayfadaki içeriğin evrensel bir standart oluşturacak biçimde yapılandırılmış veri şeması ile işaretlenmesi, aynı zamanda Google'ın bu içeriği doğru şekilde sınıflandırabilmesini sağlıyor. İşaretlemeleri yapılmış sayfalardaki veriler, kullanıcıların arama sorgularına hızlı bir şekilde cevap bulmalarına yardımcı olmak için arama snippet'larında ve sonuçlarda görünür hale geliyor.

Google'ın yapılandırılmış veri yönergelerini ve schema.org'un yapılandırılmış veri kodlama biçimlerini inceleyerek sitenize ve sayfa içeriğinize uygun olan şemaları inceleyebilirsiniz. Siteniz bu işaretlemeleri içeriyorsa, bu durum sayfaların öne çıkan arama sonuçlarında (featured snippet) görünür olma ihtimalini artırır. Bu işaretlemeleri tamamlamadığınız durumda ise işaretlemeleri yapan rakiplerinizin gerisinde kalma ihtimaliniz yükselebilir.

Kullanıcıya en doğru bilgiyi en kısa sürede ulaştırmayı amaçlayan Google’ın her algoritma güncellemesi ile sayfayı anlamlandırma konusunu daha da önemsediğini biliyoruz, bu nedenle 2021’de yapılandırılmış veri şemalarının oldukça önem kazacağını düşünüyoruz.

Buna ek olarak, Google 2021 yılında yapısal veri test aracını kapatıp tamamen zengin sonuçlar test aracına taşıyacağını belirtti. Dolayısıyla sitenizde yapacağınız tüm işaretlemelerin doğruluğunu artık bu araç üzerinden kontrol etmeniz gerekecek.

4. Site Hızı ve Core Web Vitals

Gökhan Ercan, SEO Executive


Google tarafında mobil ve beraberinde site hızıyla alakalı güncellemeler geçtiğimiz senelerde yaşandığı gibi 2020’de de yaşanmaya devam etti. Google, özellikle Page Experience metrikleri adı altında site hızının yanında sayfa deneyimini de masaya koydu. Sayfa deneyimini ilgilendiren bu yeni metrikler Core Web Vitals ismiyle adlandırılıyor. Core Web Vitals ile alakalı daha fazla bilgi için resmi Google dokümanını inceleyebilirsiniz. Aynı zamanda daha da derine dalmak ve bu metriklerin arkasındaki mentaliteyi çözmek isteyen arkadaşları da buraya davet ediyorum. En önemli detay ise Google dokümanında yer alan ve aşağıdaki bölümde görebileceğiniz şekilde, Page Experience ve Core Web Vitals metriklerinin sıralama faktörü olacağı.

Yeni teknolojiler tarafına değinecek olursak Netflix tarafından AV1 Codec’i üzerine kurgulanmış AVIF görsel formatı, Google tarafından desteklenen WebP’den daha iyi sıkıştırma oranları sunuyor. Henüz WebP web standardı haline gelmemişken yeni ve çok daha iyi bir görsel formatımız oldu. Fakat 2010 yılında duyurulan WebP’ye Apple tarafında 2020 yılında destek verildiğini de aklımızın bir köşesinde tutarak bu yeni nesil görsel formatını entegre etme konusunu düşünmeliyiz. Bu yazının hazırlandığı tarihte Google Chrome ve Opera tarafından destekleniyor. Daha detaylı incelemek için tıklayınız.

Daha da derine indiğimizde bir sürü yeni teknoloji ve geliştirme karşımıza çıkıyor. Ancak önemli olan şey mobil odaklı, kullanıcı deneyimine önem veren ve hızlı bir web sitesi ile pazarda yer almak sizi bir adım öne çıkaracağıdır.

5. CTR ve Dwell Time

Gizem Demirhan, SEO Analyst

Elif Naz Akan, SEO Analyst


Google’ın yapay zeka sistemini kullanarak kullanıcıya daha doğru sonuçlar sunabilmek adına ortaya çıkardığı, makine öğrenimi tabanlı ve arama sonuçlarını geliştirmeye yönelik bir algoritma olan RankBrain algoritması ile gündeme gelen “CTR” (Click Through Rate) ve “dwell time” kavramlarını son yıllarda sıkça duymaktayız. CTR tıklama oranı anlamına gelirken, dwell time ise bir kullanıcının SERP’e dönmeden önce bir sayfada geçirdiği süreyi ifade ediyor. 

Dwell time’ı Google Analytics'te ölçebilir miyiz?

Session duration (oturum süresi), tüm ziyaretçilerin belirli bir sayfada geçirdiği ortalama süredir ve aslında ziyaretçilerin içeriğinizi okumak veya içeriğinizle etkileşim kurmak için gerçekten zaman harcayıp harcamadığını gösterir. Neil Patel'in bahsettiği gibi dwell time; SERP’teki kullanıcı etkileşimi (user engagement), sayfada geçirilen süre ve CTR ile bağlantılı bir ölçümdür. Bu nedenle, sitenizdeki oturumların süresinin farkında olmak yardımcı olabilir.

Örneğin yukarıdaki verilerden; 0-10 saniye aralığındaki oturum sürelerinde toplamda 331,833 oturum gerçekleştiğini, bu oturumlarda 470,874 adet sayfa görüntülendiğini ve ortalama oturum süresinin ise 01:18 olduğunu görüyoruz.

Peki, dwell time bir Google Sıralama Faktörü müdür?

Şüphesiz, kullanıcı deneyimi (user experience), Google'ın sıralama faktörleri arasında önemli bir rol oynar. Kullanıcı deneyimi ile dwell time arasında doğru orantılı bir ilişki olduğu göz önünde bulundurulduğunda, bu metriğin Google sıralama algoritması üzerinde dolaylı olarak da olsa etkisi olduğunu söyleyebilmek mümkün. Her ne kadar dwell time’ın sıralama faktörü olup olmadığı konusunda SEO uzmanları arasında farklı görüşler olsa da CTR ve dwell time metrikleri 2021 yılında da önemli SEO metrikleri arasında yerini koruyacak gibi duruyor. Bir sitenin sıralamasını etkileyebilecek ortalama dwell time değerinin ne olduğu henüz bilinmese de 2021 yılında kendini daha fazla geliştirmesini beklediğimiz Rankbrain algoritması ile Google’ın CTR, dwell time ve bounce rate (hemen çıkma oranı) gibi metrikleri de sıralama faktörleri arasında değerlendirmeye başlayacağını, bu metriklerin öneminin artacağını ve kullanıcıların aradıkları bilgilere kolayca ulaşabildikleri, kullanıcı deneyimi yüksek sayfaların sıralamada avantaj sağlayacaklarını düşünüyoruz.

6. Core Update & E-A-T

Metehan Urhan, Sr. SEO Analyst


Google tarafından her yıl arama sonuçlarını geliştirmek amacıyla birkaç defa geniş çaplı algoritma güncellemeleri yayınlanıyor. SEO dünyasında bu geniş çaplı çekirdek algoritma güncellemeleri “core update” olarak ifade ediliyor. Yılın bitmesine az bir zaman kaldığı için birçok kişi yeni bir update duyurusu beklemiyordu. Fakat 2020 yılının son çekirdek algoritma güncellemesi, 3 Aralık günü Google tarafından Twitter üzerinden duyuruldu. Diğer algoritma güncellemelerinin arama motoru sonuç sayfalarına yansıması genellikle birkaç hafta sürerken, bu core update ertesi gün itibarıyla sıralamalarda dalgalanmalara sebep oldu. Semrush’ın yayınladığı raporda özellikle sağlık, emlak, hukuk, seyahat, kariyer, e-ticaret, finans kategorisinde yer alan ve E-A-T kriterlerine uygun olmayan web sitelerinin bu çekirdek algoritma güncellemesinden etkilendiğini söyleyebiliriz.

Google genellikle tatil dönemlerinde büyük güncellemeler gerçekleştirmekten kaçınırdı. Ancak bu core update yeni yıl tatiline yakın bir tarihte duyuruldu. Pandemi nedeniyle mağaza tarafında yara alan markalar e-ticaret siteleri ile yeni yıl öncesinde büyük umutlar içerisindeydi. Fakat bu algoritma güncellemesinin sonuç sayfalarında oluşturduğu dalgalanmalar, markaların Google’a tepki göstermesine neden oldu.

Son dönemde gerçekleşen çekirdek algoritma güncellemelerinin, özellikle E-A-T kavramına uygun olmayan web sitelerinde ciddi bir dalgalanmaya sebep olduğunu gördük. Your Money or Your Life olarak adlandırılan ve kullanıcıların hayatını direkt ya da maddi açıdan etkileyebilecek içerikler üreten web sitelerinin, bu çekirdek algoritma güncellemelerine karşı çok daha dikkatli davranmaları gerekiyor. Kısaca E-A-T kategorisinde yer alabilecek web siteleri otoriterlik, güvenilirlik ve uzmanlık konularında mutlaka gelişim göstermeli.

Google 2021 yılında da geniş çaplı core update duyurularına devam edecektir. Önümüzdeki yıl itibarıyla özellikle kullanıcı deneyimi, Core Web Vitals metrikleri, içerik kalitesi, kullanıcı niyeti ve E-A-T gibi birçok kavramın bugünden çok daha önemli hale geleceğini tahmin ediyoruz. Bu nedenle yeni güncelleme duyurularını bekleyip aksiyon almak yerine, Google’ın her zaman önem verdiği konular hakkında düzenli şekilde çalışmalarınıza devam etmenizi öneriyoruz.

7. BERT Algoritması

Ezgi Gülsen Yaylı, SEO Team Lead 


Google'ın Ekim 2020'de duyurduğu bir diğer gelişme de BERT algoritma güncellemesiydi. Bu algoritma Google'ın yapay zeka ve makine öğrenme teknolojileriyle birlikte, yapılan aramaların amacını daha iyi anlayıp daha doğru sonuçları sunabilmesini sağlıyor. Her gün karşılaştığı ve daha önce aranmamış sorguları (özellikle de long tail sorguları) anlamaya çalışırken kelimeleri tek tek ele almak yerine, o kelimeleri bir bütün halinde anlamlandırmaya çalışacak diyebiliriz. 

Mobil cihazlardan yapılan aramalarda sıfırıncı sırada yer alan paragraf sonuçlarını hepimiz görmüşüzdür. Google'ın bir sayfayı bütün olarak değerlendirip sıralamak yerine, o sorguya en iyi cevabı veren paragrafı kendi içinde değerlendirip sıralamaya alacağını da görüyoruz. Son aylarda sıfırıncı sıradaki sonuca tıkladığımızda, sayfanın içinde o paragrafın olduğu alana, highlight edilmiş şekilde gittiğini de gördük. Bu da aslında bahsettiğimiz paragrafı, kendi içinde değerlendirdiğinin bir sonucudur. 

2021 yılında SERP için bu denli önemli bir gelişmeye ayak uydurmak için neler yapılması gerektiği hakkındaki detaylara Mete'nin blog yazısından ulaşabilirsiniz. 

8. Mobile First Indexing (MFI)

Hakan Özkan, SEO Analyst


MFI (Mobile First Indexing) kavramı hayatımıza ilk girdiğinde tarihler 2016’yı gösteriyordu. (Google’ın MFI’yı duyurduğu metni buradan inceleyebilirsiniz.) Google yaptığı bu açıklamada, her geçen gün artan mobil cihaz kullanıcı sayısına dikkat çekerek sıralama faktörlerinin, sitelerin masaüstü versiyonları baz alınarak ölçülmesinin, mobil cihaz kullanıcılarına alaka düzeyi düşük sonuçlar listelenmesine yol açtığını ve bunun kötü kullanıcı deneyimlerine neden olduğunu vurgulamıştı.

Peki MFI neydi? Gelin birlikte hatırlayalım;


Google MFI’yı açıklayana kadar, tarama (crawling), dizine ekleme (indexing) ve sıralama (ranking) sistemleri, herhangi bir siteyi değerlendirirken o sitenin masaüstü versiyonunu baz alıyordu. MFI ile birlikte bu 3 sistem (crawling, indexing ve ranking) artık web sitelerini, o sitenin mobil versiyonunu baz alarak değerlendiriyor. Google, MFI ile özellikle mobil kullanıcıların aradıkları içerikleri bulmaları konusunda yardımcı olmayı hedefliyor. 

Tarihler 2018’i gösterdiğinde Google, Mobile First Indexing için tüm altyapısının hazır olduğunu ve tüm web sitelerini zaman içinde Mobil First Indexing kriterlerine göre değerlendireceğini açıklamıştı. Dünya üzerindeki tüm web masterların bu durumdan haberdar olabilmesi için Search Console aracılığı ile bildirimler yollamaya başlamıştı. Aslında 2018’de yaşanan süreç tamamen kullanıcıları bilinçlendirmek üzerineydi ve en kısa zamanda herkesin MFI için hazırlıklı olması gerektiği vurgulanmıştı.

Google 2020 yılında MFI tarafında büyük bir güncelleme gerçekleştirdi. ‘Announcing mobile first indexing for the whole web’ başlıklı duyurusunda; MFI’ın artık tüm web dünyası için geçerli olduğunu açıkladı. (Duyuruyu buradan inceleyebilirsiniz.) Ayrıca yaptığı bu açıklamada, Google şu ana kadar web dünyasındaki tüm sitelerin %70’inin Mobile First Indexing ile değerlendirildiğini bildirdi. 

Web siteniz MFI’a hazır mı?

Öncelikle MFI Checker aracımız ile sayfanızın mobil öncelikli indexleme için uygun olup olmadığını test edebilirsiniz.

Eğer responsive tasarıma sahipseniz MFI için ek bir çalışma yapmanız gerekmiyor. Tabii bu, kullanıcı deneyimi ve hız optimizasyonu konusunda hiçbir şey yapılmaması gerektiği anlamına gelmiyor. Responsive tasarıma sahip sitelerin yapmaları gerekenleri şu şekilde özetleyebiliriz;

  • HTML, Css ve Js dosyalarının sıkıştırılması ve küçültülmesi
  • Request sayılarının olabildiğince aza indirilmesi
  • Görsel optimizasyonu

Peki, responsive tasarıma sahip olmayan, mobil için ayrı URL’e (m.siteadi.com) sahip siteler neler yapmalı?

Bu sorunun cevabı ise şu şekilde: mobil ve masaüstü sitenizi her açıdan karşılaştırın ve mobil sitenizin masaüstü siteniz ile tamamen aynı olduğuna emin olun. 

Karşılaştırma esnasında nelere dikkat etmelisiniz? Bu konuyu ise şu şekilde özetleyebiliriz;

  • Breadcrumb,
  • Yapılandırılmış Veriler,
  • Meta Tag’ler ve Resim Alt Etiketleri,
  • Var ise hreflang kurgusu,
  • Site içi linkler
  • Infinite Scroll & Pagination kurgusu
  • Sayfa içerikleri
  • E-ticaret sitelerinde kategori açıklamaları, listelenen ürün sayıları ve listelenen ürünlerin aynı olması

Mobile First Indexing hakkında dikkat etmeniz gereken başlıkları kaleme aldığımız blog yazımızı buradan, yakında yeni versiyonunu da çıkacağımız MFI Checker aracımızı da buradan inceleyebilirsiniz. 

9. Google Discover

Samet Özsüleyman, SEO Executive


2020’de Discover (Keşfet) tarafında çok fazla yenilik oldu. Web Stories, Discover ekranlarında yer almaya başladı. Aralık ayında yeni bir reklam modeli de duyurulmuştu. Google’ın bu kadar yatırım yaptığı bir alanda 2021’de de bizim için çok önemli güncellemeler ve yenilikler olacağını düşünüyorum. Search Console’daki Discover trafiğini takip edip sürekli hedef kitleye uygun içerikler üretmeyi sürdürmeyi planlayabilirsiniz. 

Resimlerinizi henüz optimize etmediyseniz max-image-preview:[large] meta tagı ile görsellerinizi Discover için uygun hale getirebilirsiniz. Yardım dökümanları sürekli değiştiği için 2021’de Discover trafiğini artırmak için mutlaka Google’ın yeni açıklamalarını takip etmelisiniz.

10. Voice Search

Pelin Alaca, Sr. SEO Analyst 


Kullanımı oldukça keyifli ve konforlu olan Voice Search (Sesli Arama) yöntemiyle aslında gelecekte yaşadığımızı daha fazla hissetmeye başladık. Özellikle Pandemi döneminde insanların içeriğe ya da aradığı şeye normalden daha da hızlı ulaşma isteği, artık annelerimizin dizi izlerken kumandaya seslenişine kadar yaklaştı desek pek de yanlış olmaz. 

Google’ın servis ettiği Google Asistan için gördüğümüz kadarıyla en son yapılan güncellemelerden bazıları ile birlikte;

  • Google asistan rutinleri artık ana ekranınıza eklenebilir hale geldi.
  • Google Asistan artık tüm kablolu kulaklıklarda sesli bildirimlerin çalışacağını duyurdu. 
  • 2020’nin Ocak ayında ilk kez Google Asistan, akıllı ev donanımını bir programa göre kontrol etme ve ayarlama özelliğini (ışıkları kapatıp açmak gibi) kullanıma sunduğunu duyurdu.
  • En çok dikkatimizi çeken 2020 güncellemelerinden biri diğeri ise Google Asistan’a mırıldanarak arayıp da bulamadığımız o şarkıları bulma yöntemi oldu.

Peki Voice Search’ü gelecekte neler bekliyor? Nasıl bir SEO stratejisi belirleyebiliriz?

Juniper Research, bu yılın başlarında 3,25 milyar ses asistanının kullanımda olduğunu tahmin etmişti - 2023 yılına kadar ise sekiz milyara ulaşacağı tahmin ediliyor. 

Gelişmiş ve güvenilir ses tanıma sistemleriyle, ses teknolojisi günlük dil kullanımını takip etmek için iyi bir şekilde uyarlanıyor. Aramaların %70'inin doğal dil, yani günlük konuşma dili ile yapılması nedeniyle anahtar kelime uzunluğunun önemi devreye giriyor. Zira günlük konuşma dili genellikle yazılı kelimeler kadar kısa değil. Bu nedenle sorgular üç ya da dört kelime aramasından daha da uzun olabiliyor. Backlinko'ya göre şu an sesli aramalar ortalama 29 kelime uzunluğunda. SEO tarafında anahtar kelimeler ne kadar uzun olursa, dönüşüm oranlarının yüksek olması tahmin edildiğinden, daha uzun anahtar kelime (long tail) kullanarak optimizasyon yapmak oldukça önemli.

Voice Search 2020-2021 Trendleri ile ilgili yazımın devamı ve daha detaylı öneriler için burayı inceleyebilirsiniz.

11. Video İçerik

Sinem Bakır,  SEO Analyst

Emre Bilici, SEO Analyst


Etkili bir SEO stratejisi için kullanıcılar tarafından çabuk tüketilebilen video içerikler son yıllarda olduğu gibi 2021 yılında da etkisini göstermeye devam edecek gibi görünüyor. Özellikle YouTube platformunun aylık ziyaretçi sayısının 2 milyon gibi bir rakama ulaştığını düşünürsek bu durum çok da şaşırtıcı olmasa gerek.

Peki bu durum sadece blog ve haber siteleri için mi geçerli? Elbette değil! Artık e-ticaret sitelerinde bile video içeriklerin kullanıcı deneyimi ve satın alma sürecini yüksek oranda olumlu etkilediğini görüyoruz; hatta yapılan araştırmalar kullanıcıların ürünü satın alma kararında bu oranın %90’larda olduğunu gösteriyor.

Bu nedenle video içerik yıllar geçtikçe pazarlama profesyonelleri tarafından daha çok tercih ediliyor. Wyzowl tarafından yapılan araştırmada pazarlama uzmanlarının stratejilerinde videoların yer alması gerektiğini düşünenlerin oranı yıllar geçtikçe artıyor. Bu açıdan bakıldığında video içerik stratejisinin aynı zamanda geri dönüş oranını (ROI) arttırmakta çok etkili olduğunu söyleyebiliriz.

Tüketen toplumlara evrildiğimiz bu süreçte özellikle hız kavramının önemi ise hepimiz için artmaya devam ediyor. Bu nedenle sitenizde video içerik kullandığınızda; özellikle sıralama faktörü olan site hızının da yüksek oranda olumsuz etkilenmediğinden emin olmalısınız. Bunun yanı sıra sitenize eklediğiniz videoların hem arama motorlarının kolayca anlayabileceği şekilde optimize edilmesine hem de kullanıcı deneyimini artıracak şekilde düzenlenmiş olmasına dikkat etmelisiniz. 

SEO stratejisi özellikle son yıllarda YouTube için de etkili olmaya başladı. Eğer YouTube kanalınız varsa yüksek rekabette güçlü bir pay almak için kanalınızın mutlaka hem doğru anahtar kelimelerle hem de kullanıcı odaklı optimize edildiğinden emin olmalısınız. 

12. UX / Kullanıcı Deneyimi

Hande Parmaksız, SEO Team Lead


Çok da uzak sayılmayacak bir geçmişte, arama motoru optimizasyonu sadece bir anahtar kelimeyi içerik içerisine ne kadar serpiştirdiğiniz ya da link profilinizin ne kadar geniş olduğu ile ilgiliydi. Günümüzde ise, özellikle 2015’te Google’ın bizi RankBrain ile tanıştırmasının ardından, kullanıcı deneyiminin bir sıralama faktörü olarak daha fazla ön plana çıktığını söyleyebiliriz. Doğrudan kullanıcı metrikleri üzerine odaklanan RankBrain, tam olarak Google’a kullanıcıların web sitenizde vakit geçirmekten hoşlanıp hoşlanmadığına dair çeşitli sinyaller gönderiyor.

Web sitenizin navigasyon akışını/hiyerarşisini kullanıcının aradığını en rahat bir şekilde bulacağı şeklinde düzenlemek, site hızı iyileştirmeleri, mobil deneyim odaklı iyileştirmeler, içerikleri düz metin olarak değil, kullanıcıların işine yarayabilecek farklı modüller içerisinde vermek gibi son senelerin önemli SEO optimizasyonları, aslında doğrudan UX ve SEO’nun kesişim kümesini oluşturan konulardan sadece birkaçı. Bu nedenle de, çok fark etmeden bile sitenizde kullanıcı deneyimi odaklı düzenlemeler gerçekleştiriyor olabilirsiniz. Hatta umuyoruz ki öyle yapıyorsunuzdur.

Elbette bir SEO danışmanının hiçbir şekilde aynı zamanda UX konusunda tam anlamıyla uzman olmasını bekleyemeyiz, ancak sadece birkaç temel UX prensibini anlamak her zaman için sizi bir adım ileri taşıyacaktır. Hatta, eğer bir sitede yaptığınız her optimizasyonu önce arama botları için değil, kullanıcıyı da göz önünde bulundurarak planlıyorsanız, zaten şimdiden doğru yoldasınız.

Geçtiğimiz yıl COVID-19 pandemisinin dijital dünyayı nasıl dönüştürdüğü göz önünde bulundurulduğunda, 2021 senesinde yukarıda bahsettiğim temel UX geliştirmelerinin yanı sıra, bir web sitesinin kullanıcıya bir ürün ya da hizmet ile ilgili detayları eskisinden daha interaktif bir şekilde sunmasının özellikle beklendiğini söyleyebiliriz. 

Özellikle VR (sanal gerçeklik) ve AR (artırılmış gerçeklik) teknolojileri, insanların evlerinde daha fazla zaman geçirmeye başlaması ile her zamankinden daha popüler hale gelmeye başladı. 2021 senesinde de bu durumun devam edeceği öngörülüyor. Özellikle e-ticaret tarafında, kullanıcıların evlerinden hiç çıkmadan ürünleri her yönüyle inceleyebileceği uygulamalar ön plana çıkacak. Bu da elbette, SEO açısından da düşünürsek kullanıcıların sayfalarda daha fazla vakit geçirmesini, oturum süresinin artırılmasını sağlayacak geliştirmeler. Popüler JS kütüphanelerinden  three.js bu iş için biçilmiş kaftan.

Aşağıda, Adidas’ın interaktif kampanya sitesini örnek olarak olarak inceleyebilirsiniz.

https://adidaschile20.com/

Ancak elbette, bir web sitesinde daha kompleks öğelerin bulunması, her zaman için daha geç yüklenme süresi anlamına geliyor. Yazılımcı ve tasarımcıların el ele vererek bu duruma nasıl çözümler üreteceğini hep birlikte göreceğiz.

Yine doğrudan bu konu ile ilişkili olarak, 2021 yılında web sitelerinde daha fazla animasyon ve motion effect ile karşılaşacağız gibi görünüyor. Bu şekilde, özellikle SEO açısından çok büyük değer taşımayan bilgiler, tüketilmesi çok daha kolay bir şekilde kullanıcıya sunulabilir. Alternatif olarak çeşitli SEO içerikleri de sayfalarda aynı bilgilerin metin içerik olarak da yer alması koşuluyla bu formatta sayfalarda yer alabilir.

Özellikle mobil uygulamaların da çok daha interaktif olması bekleniyor bu sene.

 Tüm web sitelerinin birbirine benzemeye başladığı günümüzde, özellikle daha orijinal tasarımlar, web sitelerinin hem arama motorları tarafından ödüllendirilmesini, hem de rakiplerinden bir adım öne geçmesini sağlayabiliyor. 2021’de alışılmışın dışında, çoğunlukla simetrik olmayan ve yaratıcı tasarımlara sık sık rastlayacağız. Ancak burada elbette sitenin mutlaka derli toplu bir ana menüsünün bulunması ve bu alana en önemli URL’lerin linklenmesi gibi temel SEO prensiplerinin çok dışına çıkmamakta fayda var.

 Sıradışı tasarımların yanı sıra, alışık olduğumuz dikey scroll yapılarına değil, dikey-yatay scroll karışımı navigasyon öğelerine de rastlayacağız sayfalarda.

 2021’de aynı zamanda 10x içerikleri bir adım öne çıkaran, sadece içerik ve görsel açısından değil, etkileşim ve animasyonlar açısından da dört dörtlük Landing Page’leri özellikle teknoloji ürünlerini tanıtan sayfalarda göreceğiz. Özellikle Apple, bu işin öncüsü konumunda günümüzde.


 13. Statik Site Oluşturucular & Jamstack

Yiğit Konur, seo.do Product Manager 

Her sene gibi bu sene de deneyimi iyileştirmek en önemli odaklardan birisi olacak. Bu noktada her şirketin, daha güncel teknolojilerde hareket etmeye zorlanacağı bir dönem bizi bekliyor. Son dönemin bence en önemli trendlerinden birisi de static site generator teknoloji. Aslında çok da yeni olmayan bu alan Jamstack manifestosuyla çok daha popüler bir hale geldi. Özellikle bu yaklaşımı güçlü optimizasyon önerileriyle ileriye taşıyan Gatsby (React çatısında) ve Gridsome (Vue çatısında) gibi teknolojileri daha sık duyacağımıza inanıyorum. Yurt dışında yavaş yavaş oluşmaya başlayan Jamstack Agency kavramının da daha çok güçleneceğine inanıyorum. Umarım Türkiye'de de bu konuda hizmet veren ajanslar görmeye başlayabiliriz.

Teknik olmayanlar için biraz daha açmak gerekirse; basitçe bir Wordpress sitede oluşan her URL için veritabanından ilgili içeriğin, yorumların, ilgili kategorilerin çekilerek sayfanın yaratıldığını biliyoruz. Bu, zaman alabilen ve binlerce kullanıcının ziyareti söz konusu olduğunda sunucu kaynaklarını oldukça tüketebilen bir durum. Sadece WP değil her CMS'in temel çalışma mantığında, gelen isteğe göre anlık olarak isteklerin ilgili kaynaklardan toplanması oldukça normal bir süreç. Ancak static site generator teknolojileri sayesinde, eski web siteleri gibi tüm sayfaların klasörler & index.html ikilisiyle kaydedildiği eski günlere dönüyoruz. Eğer yeni bir sayfa eklenirse, sadece ilgili sayfa oluşuyor ve bu sayfadan bahsedecek anasayfa/kategoriler gibi alanların güncellenmesi sağlanıyor. Böylece tüm içeriğin statik bir kopyası bir kaç MB'lık dosyalar halinde sürekli sunucularda tutulabiliyor. Her istekte ilgili HTML'in dönülmesi büyük bir kaynak tasarrufu sağlarken, muazzam performans iyileştirrmelerini de peşinde getiriyor.

Sunucunun sadece HTML dosyalarını sunduğu bir dünyada, Netlify / Vercel gibi çözümler de CDN servisleriyle bu içeriği dağıtabiliyorlar. Benim favorim ise Cloudflare Worker Sites. Static Site Generator ile oluşturduğunuz tüm dosyaların, 200'e yakın Cloudflare sunucusuna yüklenmesi ve direkt cache'ten sunulması sayesinde dünyanın her noktasından en düşük erişim süresiyle erişim sağlayabiliyoruz. Netlify gibi çözümlerin çok kolay kullanılır olmaları nedeniyle tercih sebebi olduğu aşikar, ancak Cloudflare'in 2021'de bu farkı kapatacağına inanıyorum. Son olarak bu alanda yine Cloudflare'in yeni ürünü 'Automatic Platform Optimization', başta Wordpress olmak üzere bir çok platforma destek sağlayarak performans geliştirmelerine damga vuracak. Wordpress'in Static Site Generator'a çevrilmesi gibi zor bir konuda çalışan birçok şirket var ancak Cloudlfare'in ortaya koyacağı teknoloji sosunun performans verilerine çok büyük katkısı olacağı kesin. Tüm bunların dışında, static site generator platformlarını frontend düzeyinde optimizasyon açısından zenginleştiren Gatsby ve Gridsome'ın bu yaklaşıma damga vuracakları aşikar. Biz de 2021'de Zeo'nun yenilenen sitesini bu teknolojilerle geliştirerek yeni teknolojilere daha yakın olacağız.

Özetle; biz SEO uzmanlarının deneyim optimizasyonu konusuna daha çok kafa yormamız, basmakalıp sayfa hızı önerileri vermek yerine gerçekten modern frontend framework'lerinin neler sunduğunu anlayarak müşterilerimizi yeni teknolojilere yönlendirirken, teknoloji isimlerini sıralamaktan daha öteye gidebilmemiz gerekiyor. Bu bağlamda, her sene olduğu gibi, daha da teknik hale gelen SEO uzmanları yetenek olarak pazarın ihtiyacı olan içerik/performans deneyimi alanında uzman ürün yöneticilerine dönüşmeye devam edecek.